Başka Kafa'mın Elli Tonu
- Merve Şaşmaz
- 6 Ağu
- 2 dakikada okunur
Bir yetişkin olarak DEHB tanısı aldığım ilk an... Ilık bir duş etkisi... Soğuk diyemem; hem şok hem rahatlama bir arada...
Zaman geçtikçe düşünmeye başladım. Geçmişi, davranış örüntülerimi, yaşadıklarımı, duygularımı...
Bir şeylerin farklı olduğunu belki de biliyordum hep ama anlamlandıramıyordum.
Kaç kere yaşadım her araştırdığımda, okuduğumda, duyduğumda ''Bu da mı DEHB ile ilgiliyimiş. Nasıl yani, tipik bir zihin bunu yapmıyor muymuş? '' Bir aydınlanma...
Zihin maymun gibi dediler hep. Yanlış da demediler ama nasıl olur söylemediler. Sandım ki yıllar boyu, bu, benim zihnim, ''normal''. Zihin maymunumun aynı anda onlarca dalda olabilmesini normal sanmıştım. Normal sandım birinin daha ikinci kelimesinden cümlenin kalanını anlamayı. Normal sandım bitirilmemiş birçok projenin olmasını. Normal sandım dikkatimi yönetememeyi. Herhalde ben yapamıyorum dedim. - Kısmen doğru-
Sonra çok şaşırdım insanların adaletsizliğe olan az tepki ve öfkesine. Nasıl da mimiksiz anlatabiliyor ya da dinleyebiliyorlardı haberleri, olanları ve olayları?
Çok hissettim duygularımı, derinden. Bazen çıkamadım içinden. Öfke patlamalarım, ağlama krizlerim, panik ataklarım, ağır depresyonlarım...
Sonra çok heyecanlıydım ilgimi çeken bir konu hakkında. Anlatırken içim de dışım da kıpır kıpır... Gözlerim...Parlıyorlar, hissediyorum.
İnsanlar nasıl yerlerinde durabiliyorlardı elleri kolları yerlerinde? Nasıl oluyordu da diğerleri bir işte bölününce kaldıkları yerden devam edebiliyorlardı sinir küpüne dönmeden?
Nasıl ama nasıl oluyordu da gerçekten, insanlar sevmedikleri bir işte yıllarca çalışabiliyorlardı onca haksızlığa rağmen?
Kafaları nasıl karışmıyor, bulanıklaşmıyordu onca ses, gürültü ve kalabalık varken? Nasıl oluyordu da insanlar başlarını yastığa koyar koymaz uyuyabiliyorlardı? Olm tuvalete bir insan evladı her gün nasıl çıkabilirdi lan? Nasıl oluyordu da birinin yüz ifadesinden ne hissettiğini anlamıyorlardı?
Nasıl oluyordu da bir işe başlayıp bitirip bir sonraki projeye efendice geçiyorlardı?
Velhasıl kelam; tanı aldıktan sonra işte bütün bunlar, tüm yaşamımı her yönüyle etkileyen taşlar yerine oturdu. İnsanlarda hayret ettiğim çoğu şeyin neden öyle olduğunu anladım. Bir yandan kendime de hayret. Bu yaşa kadar gelmişim, yine de bir şeyler yapmışım kendim için az çok. Ve tabii zihnime de hayret, çalışma şekline...
Başladım okumaya, kendimi anlamaya. Anladım -gibi- pek çok şeyi, çoğu şeyin altında yatan nedenleri. Anlamak iyileştirirdi. Anlamadığın şeyi iyileştiremezsin, silemezsin ya da değiştiremezsin. Anlamadığın şeyle sen de savrulursun hem de hiç farkında olmadan, yıllarca.
Kendimi okumaya başladım. Sonu nasıl biterse bitsin iyi ki başladım.
Commentaires