Güç Olma'nın Güce Gitmesi
- Merve Şaşmaz
- 6 Ağu
- 2 dakikada okunur
Bu akşamki yoga dersinde güç nedir diye sordu hocamız. Cevap aramadan yalnızca kendi içimizde sormamızı istedi.
Sahi, güç neydi? Güçlü olmak neydi? Güç sahip olunan bir şey mi -güç sahibi olmak-, ya da olma hali mi - güç olma- Türkçe ne ilginç; güç olma, güç olabilir miydi?
Kafa açtım di mi? Güzel, zamanla alışıyorsun!
Güç, farklı bağlamlarda farklı anlamlara gelebilir elbet. Politikacıysan gücün olur, güç kullanırsın. Güç burada kaynakları ve otoriteyi istediği şekilde kullanma, yönlendirme, para, ekonomik güç, şan, şöhret olabilirken kendi aşağılık duygunu bastırmak için kullandığın bir araç da olabilir.
Ancak benim bahsedeceğim güç biraz daha farklı, bağlamı farklı. Psikolojik güçten bahsediyorum.
Türk toplumu olarak duygulara bir alerjimiz var. Böyle yetişmiş atalar, böyle de gösteriyorlar herkese. ''Ağlama, güçlü dur, güçlü ol!'' Güç, ağlamamak mı sahiden? Mesela; kendime hakim olamayıp birine hak etmediği şekilde incitici laflar sarf ettiğimde ben güçlü oluyorum da karşıdaki eğer ağlarsa mı güçsüz oluyor?
Burada toplumun işaret parmağıyla göstereceği kişi ağlayan olacaktır. ''Ağlama, bunda ağlanacak, üzülecek ne var, kafaya takma, o kadar da büyütülecek bir şey değil'' Kimse esas faktörü baz almayacaktır; ağlamaya sebep olanı; kendini yönetemeyip karşısındakini üzeni. Üzülende sorun yoktur hem de hiç yoktur, bu tabiidir ve ağlayacaktır da. Kişi, topluma rağmen ağlama cesaretini göstermiştir.
Ayrıca size bir ipucu: Ağlayan insana ağlama deyince o ağlama durmuyor. Yine de siz bilirsiniz. Aksine sinir bozucu oluyorsunuz. '''Lan benim aklıma gelmemişti, demek ağlamayacağım ha'' diyebilsen, o anda diyeceksin de işte.
Kavramları bilmediğimizden mi yoksa gücü başka bağlamlarda mı aradığımızdandır; gücü ararken, güç sahibi olmak isterken ne ironiktir ki güçten düştüğümüzün hiç farkında değiliz.
Nasıl mı? Gel anlatayım!
Psikolojik anlamda gücü, insanın kendi kendini yönetebilmesi, kendinin hakimi olabilmesi olarak algılıyorum. Yani bu, ne kaba güce benzer ne de güç sahibi olmaya. Yani, güç sahibi olmak güçlü olmak değildir.
Gel, biraz daha açalım; kendi kendini yönetebilme dedik. Demek ki içten gelen bir şey. Ne dışarıdan gelen parayla ne ünvanla ilgili. Kendini yönetebilmek için ne gereklidir? Önce anlamak bana kalırsa. İçinde olup biteni, duygu dünyanı anlamak, isim koyabilmek. Sonrasında onu yargısızca olduğu gibi kabul etmek. Bütün o savunmasızlığını, çaresizliğini, sevinçlerini, kaygılarını, heyecanlarını, çoşkulu hallerini, her şeyi, olduğu gibi. Zor, değil mi?
Zor ancak olmayacak şey değil, kendimden biliyorum. Ne zaman ''Hayır, bunu hissetmemeliyim'' iç sesimi fark etsem kendime hatırlatıyorum: ''Hayır, bunu hissediyorum ve bu normal.''
Normal olmayan duygulardan kaçmak, bastırmak ve bunu güç sanmak. Normal olmayan ağlayan birine destek olmaktansa köstek olmak. Normal olmayan içimizdeki duygular patlayana kadar ''dayanmak''. Normal olmayan kendi doğamızı kabul etmemek. Noldu, gücüne mi gitti?
Belki de varlığımızla ilgili bu kadar kaygı duymasak, olanı olmaması gerekiyor gibi davranmasak aradığımız o gücü bulacağız içimizde.
O halde güçlü kalın, sağlıcakla kalın!
Comments